Ben bir kelimeyim, anlamımı bulmaya çalışıyorum. İki kapak arasında sıkışık kalsam da etrafımdaki tüm kelimelerde kendimi arıyorum. Nereden geldiğimi veya nereye devşirileceğimi düşünmeden özüme dönmek, arınmak için çabalıyorum. Eğer, bir anlamı varsa bütün bu yaşananların, işte o zaman ben kendimi bulmak istiyorum.

İçine gizlendiğim bütün anlamların bir nedeni olmalı, ben o nedeni arıyorum.

Ben bir kelimeyim, kökenimi bilmiyorum. Hiç merakta etmiyorum. Benim için önemli olan şuan içinde bulunduğum cümle ve o cümleye kattığım değer. Çünkü ben o cümleye katabildiğim değer kadar anlamlıyım ve ancak o zaman önemsenirim. Kökenimi bilsem ne olur, arşa çıksam ne olur, toprak olsam ne olur? Önemli olan sahip olduğum düşünce ve içinde olduğum cümle değil mi? Ben batıyım, doğuyum, güneyim, kuzeyim… Ben geçmişim, geleceğim… Ben harflerin bir araya gelerek oluşturduğu bir sesim…

Ben bir kelimeyim, ölümlüyüm. Bir gün elbet tüm canlılar gibi unutulacağım. Kimse bilmeyecek ne anlatmak istediğimi ve kimse ağzına almayacak beni. Sesim komik bir melodi gibi kalacak kulaklarda fakat zorda kalınca sözlükler karıştırılarak hatırlanacak bir ses olacağım. İşte o zaman anlamlarıma anlam katıp senin için değerleneceğim. Seni farklılaştırmak için yanında olacağım. Ben seninle doğdum, seninle öleceğim…

Ben bir kelimeyim, ne iyiyim ne de kötü, ne doğruyum ne de yanlış, ne varım ne de yok… Ben harflerin bir araya getirerek oluşturduğu basit bir sesten ibaretim. Doğam gereği kötü cümlelerin içinde de yer alabiliyorum, aşkı anlatmak için bir haykırışta olabiliyorum. Kimi zaman basit bir bildiri içindeki sıradan bir kelime, kimi zaman duvarları süsleyen yaldızlı bir çığlık. Kim bilir kaç defa bağıra çağıra söylendim koca bir stadyumda, sonra bir nefes oldum ve son bir bakışa gizlendim. Bir defasında özneyi gizleyebilmek için kullanıldım, kimse bulamadı ve ben hep ebe oldum. Önüm arkam sağım solum her tarafımı aradım taradım ama bulamadım. Sanki çölün ortasında bir başıma kalmış gibiydim, koca kütüphanenin bir köşesine yığılıp kalmıştım. Sesimi kimse duymamıştı. Tam unutuldum, yok oldum diye düşünürken yağız bir delikanlı tuttu ellerimden ve beni ben yaptı.

Ben bir kelimeyim, ne öncem var benim ne de sonram. Ben bu anın içinde yaşamaya mecburum. Bu an benim için her şey. Bu an benim için tek şey. Tüm anlamlarımla ben bu ana değer katıyorum.

Ben bir kelimeyim, beni istediğin gibi kullanabilirsin ama asla beni suç ortağın yapamazsın. Biliyorum derdini anlatmak için bana mecbursun, beni yol üstündeki herhangi bir taş olarak görüp kenara almak senin inisiyatifinde ve biliyorum ki işin bitince ben herhangi bir taş olacağım senin için ama sende şunu iyi bil ki ben asla sıradan bir taş olmayacağım. Çünkü benim korkum yok, çünkü ben karanlık değilim, çünkü kelimeler her şeyi gizler ve anlatır.

Ben bir kelimeyim, korkarım ki sen bunun farkına varamasan da benim bir kalbim var. Gerçek ya da mecaz anlamlarımla bir şeyleri anlatmaya çalışıyorum sana. Gün içinde öznel ya da nesnel olarak senin için çalışıyorum, derdinle dertleniyorum, sorguluyorum. Sonra akşam oluyor ve yan anlamlarımla ötekileşiyorum. Ötekileşmekle kalmıyor zıtlaşıyorum. Ben senin için dış kapının mandalı gibiyim biliyorum.

Ben bir kelimeyim… Kelimeler arasından sadece biriyim… Sıradan, basit, sesteş…

0 Yorumlar


Bir Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir