Bazen kelimelerime, düşüncelerime hâkim olamadığımı fark ediyorum. Öyle ki, çaresiz kalıp bir başıma eski bir Safranbolu evinin küçük bir odasında sokak lambasının aydınlatması ile okuduğum kitaplar geliyor aklıma…
Bir an zaman ve mekân kayboluyor. Daha dün gibi, değil, bugün gibi, belki birkaç saniye önce yaşanmış veya yaşanacak gibi her şey taptaze, her şey yeni, bütün anılar sıcak. Ellerim on altı yaşında bir çocuk, sakallarım yok, yüreğim lekesiz… Okumaya devam et