Ne öncesi ne sonrası, kim vardı kim yoktu, zamanın içinde veya ötesinde, kalbe yakın ömre bedel, belki bir düş bir anı bir umut. Hayat bu işte, sadece bir an, bir tebessüm, bir neşe…

Ne söylenir ki!

Yine geldi bahar.

Hoş geldi. Safalar getirdi…

Yine 8 Nisan, bir yıl geçti ömrümden. Farklı bir sene, bütün yansıması ile iç içe…

İyi ki doğdun Adem… İyi ki…

Peki, zamanı durdurabilir miyim?

Bu durakta mola verebilir miyiz?

Yolun yarısını ne zaman geçtik?

*

Bir yıl geçti beklentilerimle, hayallerimle, gerçeklerimle… Daha önce hiç tanımadığım bir serüven gibi. Pandemi. Ne zaman başladı, nasıl yayıldı ve neler olacak! Muamma…

Önce hafif bir merak sardı etrafımızı, ardından tedirginlikle birlikte gelen içe dönüş ve kaygı, sonrasında ise tam anlamıyla bir korku düştü anımıza. Her an, her saniye aynı korkuyu tüm zerrelerimizde hissettik. Rakamları takip ederek durum analizi yapmaya, birbirimize neşe verebilmek için güzel anılardan konuşmaya ve içinden çıkılmaz bir hal alınca yaşamak uyuklamaya çekildik.

Bu senenin özeti sanırım, temizlik, maske, mesafe…

Her şeyden önce neyi nasıl yöneteceğini kestiremiyor insan. Hiç deneyimlemediği şartlar altında nasıl yaşanır? Yüksek baskı ve stres altında nefes alıp verirken dahi zorlanmak nasıl olur?

Önce saatler çekildi aradan, ardından hangi gün ne yaptığını karıştırır olduk. Sonra ipin ucu kaçtı. Her akşam açıklanmasını beklediğimiz rakamlar günlük moral düzeyimizi belirler oldu.

Bir sene böyle geçti.

*

Farkında olmadan, düşüncelerimi açığa vuruyorum. Hayır, öyle değil. Konuşmuyorum. İçimden geçiyor cümleler ama kimse beni duymuyor. Sadece bakıyorum, gözlerim belli ediyor, oturuşum belli ediyor, mimiklerim belli ediyor.

Ne yapmaya çalışıyorum!

Zamanın akışında kendimi bulamıyorum. Çıkmaz bir sokağın köşesinde kalmış gibiyim. Rüyalarımı hatırlamıyorum. Yaşayamıyorum.

Hayır, öyle değil. Şükrediyorum. Belki en güzele sahibim. Rabbim dert vermesin başka ama benim kalbim bu çağa alışamıyor.

Ben bu çağdan korkuyorum. Kızımı sokağa çıkaramıyorum tek başına. Oğlum küçücük yaşına rağmen ev hapsinde. Teknoloji denen illet sarmış dört bir yanımızı.

Ben bu çağdan korkuyorum.

Ben bu yozlaşmadan korkuyorum.

Korkuyorum.

*

Kalbimi de alıp gelmek istiyorum, bu çağa.

Sonra zihnimdeki tüm sorulara cevap bulmak.

Sonra ayak basılmamış kırlarda koşmak.

Sonra acıyla kavrulmak, bu çağın tüm masum çocukları gibi.

Sonra hissetmek tüm bu öfkeyi.

Kaybetmek kazanmak…

Bulmak aramak…

Görebilmek…

Umut etmek…

Hayal edebilmek…

Her şeyin başında, işte tüm bunlar için…

Kalbimi de alıp gelmek istiyorum. Bu çağa.

*

Ben bir kelimeyim, uzun paragrafların içindeki alelade bir kelime. Silsen beni paragrafın haberi olmaz, unutsan yazmazsan aklına dahi gelmem. Fakat biliyorum, benim de bir anlamım var. Yanı başımdaki diğer kelimelere değer kattığım kadar paragrafa da anlam katıyorum. Paragraf fark etmese dahi onun için çalışıyor ve harfler şahidim olsun ki bir anlam peşinde koşuyorum.

Ben bir kelimeyim, her harfim farklı bir mana yüklemiş kalbime. İyi kötü, çirkin güzel, umutlu karamsar, bitkin heyecanlı… Ben ne biriyim ne de hepsi, ben sadece bir kelimeyim ve hâlâ arıyorum anlamımı…

Ben bir kelimeyim, hiçbir zaman kısa yolları kullanmadım. Hep uzun uzun anlattım içimdekileri. Korkularımı kendime sakladım, hayallerimi etrafa saçtım. Var olduğunu bildiğim hiçbir anlamı yüklenmedim. Ben hep bilinmeyeni ulaşılamayanı düşledim. Onu hayal ettim ve o manaları barındırdım gönlümde. Ben dinlenmek nedir bilmedim, koşmanın tadını alamadım. Sustum. Konuştum. İçime attım. Biliyorum, ben bir kelimeyim ve anlamımı arama yolculuğum devam ediyor.

Ben bir kelimeyim, her mevsim farklı düşer kalbime. Yağmuru bilirim. Karı bilirim. Rüzgarı bilirim. Güneşi Bilirim. Karanlık gecelerde bir başıma korkusuzca yürürüm. Köşe başlarını kaplayan adamların arasından geçerim. Eteklerimi toplarım çamura basarken. Gözlerimi kapatırım karanlık bastırdığında.

Ben bir kelimeyim, ne içindeyim zamanın ne dışında. Günlerim geçiyor işte bir ipin ucunda cambaz gibi…

*

Kalbime yenik düştü.

Sahip olduğum bütün malvarlığım.

Öyle ya da böyle bir doğum günü yazısı oldu bu.

İyi ki doğdun Adem.

Yeni yaşın kutlu olsun.

Henüz yorum yapılmamış, sesinizi aşağıya ekleyin!


Bir Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir